T-rex yoksa hantal mıydı?

Bilim adamları neredeyse yüz yılı aşkın bir süredir Tyrannosaurus Rex kalıntılarını inceliyor. Her an sürpriz bulgular ortaya çıkıyor. Gelmiş geçmiş en canavar hayvan olarak filmlere konu olan “müthiş yırtıcı” dinozor T. Rex’in, aslında besin bulmakta zorlanan ve sadece leşle beslenebilen bir hayvan olduğu anlaşıldı.

Tyrannosaurus rex, son tebeşir döneminde bundan yaklaşık olarak 70-65 milyon yıl önce yaşıyordu. Yetişkin bir T-Rex iki ayak üzerine dikildiği zaman bir buçuk metre büyüklüğündeki kafasıyla ürkütücü bir görünüm sergilemekteydi. Her bir 18cm uzunluğunda 60 tane dişle çenesi de en az bedeni kadar korkutucuydu.

Bu nedenle birçok sinema filmine konu olması pek de şaşırtıcı olmasa gerek. T.rex ülkemizde de gösterilen Jurassic Park filmiyle en büyük üne kavuşmuştu.

Ama kim, 1905 yılında Amerikalı paleontolog Henry Fairfield Osborn tarafından adlandırılan bu dev etçil sürüngen, aslında sanıldığı kadar tehlikeli değildi belki de.

Saatte 40 km hız

Kimi araştırmacılar hızlı koşamadığını, kimileri ise avlanma konusunda çok beceriksiz olduğunu düşünüyorlar. Berkeley Üniversitesi’nden John Hutchinson ve Mariano Garcia bundan birkaç yıl önce Nature dergisinde, ’6000 kilo ağırlığında bir dinozor ne kadar hızlı koşabilir?’ diye sormuşlardı.

O güne kadar incelenen dinozor fosilleriyle, iki ayaklı büyük dinozorların 5m/s’lik (18 m/h) bir hızla hareket ettikleri hesaplanmıştı. Kemik analizleriyle yetinmek istemeyen Hutchinson ve Garcia, beden hacmi ve kas kitlesini hesaplamaya, dolayısıyla da hayvanların hareket hızı hakkında bilgi veren bir bilgisayar programı geliştirmişlerdi. İşte bu model de T.rex’in saatte 15 ila 40km’lık bir hızla koşabildiğini gösterdi.

Neredeyse yüz yılı aşkın bir süredir, T.rex’in tüm zamanların en büyük ve en yırtıcı sürüngeni olduğu sanılıyordu.

Bu bedeniyle avlanması zor

Fakat Museum of the Rockies kurumundan Jack Horner, dünyanın en zengin dinozor mezarlığı olarak bilinen Montana’daki Hell Creek formasyonundan çıkarılan çok iyi korunagelen sekiz T.rex fosilini inceledikten sonra, T.rex’in sahip olduğu beden yapısıyla avlanamayacağını kanıtlıyordu.

Bu tezin en iyi kanıtı yaklaşık olarak 15 yıl önce bulunan küçük ön ayak kemikleridir. Bu kalıntılara göre T.rex’in kolları ağzına bile götüremeyecek kadar kısaydı, tabii ki bu kadar kısa kollar kavga sırasında da pek kullanışlı olamazdı.

Mesela T.rex yere düştüğü zaman kollarıyla kendisini frenleyemezdi, diyen bilim adamı, dev hayvan için her düşüşün büyük bir eziyet olduğuna ve çok büyük zahmetlerle iki ayak üzerine dikilebildiğine inanıyor.

Bu açıdan bakıldığında T.rex ancak leşle beslenebilirdi ve bu tez de hayvanın diş yapısıyla açıklanabiliyor.

Bilim adamları o tarihe kadar sivri ve kuvvetli dişleriyle 250 kiloluk etleri ve kemikleri bir seferde avının bedeninden çıkarabildiğini düşünüyorlardı. Fakat daha sonraları yapılan analizlerle dişlerin kesmeye değil daha çok öğütmeye yaradığı anlaşıldı.

Koku merkezi büyük

T.rex’in diğer bir özelliği de beyniydi. Hayvanın görme merkezi çok küçük olmasına rağmen koku merkezi çok daha büyüktü. Yani T.rex çok kötü görmesine rağmen mükemmel koku alabiliyordu.

Bu bulgu T.rex’in leş yiyici olduğunu bir kez daha kanıtlamakta, ama Horner’e göre en önemli kanıt hayvanın arka ayakları. T.rex’in arka ayakları kesinlikle hızlı ve kısa koşular için değil uzun yürüyüşler için yaratılmış. Çünkü üst baldır kemikleri, incik kemiğine göre çok daha uzunlar. Oysa iki ayaklı hızı koşan hayvanların incik kemiği uzun, üst baldır kemikleri kısadır.

Ve tahmin edildiği gibi zamanının en büyük ve tehlikeli canlısı da değildi T.rex. Kısa bir süre önce bazı yeni fosilleri inceleyen bilim adamları Spinosaurus’un Tyrannosaurus rex’ten çok daha iri olduğunu buldular. 13m uzunluğundaki T-Rex, burnundan kuyruğuna kadar 17m gelen Spinosaurus’un yanında yavru gibi kalıyor.

Hızlı büyüme kısa yaşam

En iyi korunagelen, en büyük T-Rex, Field Müzesi’nde sergilenen ve buluşçusu Sue Hendrickson’na göre isimlendirilen Sue’dur.

Hendrickson’un fosilleri sayesinde paleontoloji çok sayıda önemli bilgiler edindi. Mesela kemiklerdeki büyüme halkalarının analizi sayesinde Tyrannosaurus’un çok hızlı büyüdüğü ve ömrünün en fazla 30 yıl olduğu anlaşılmıştı.

Fakat Florida Eyalet Üniversitesi’nden Gregory M.Erickson ve Alberta Üniversitesi bilim adamlarının şimdi Science dergisinde açıkladıkları gibi aslında birçokları bu kadar bile yaşamıyordu.

Araştırmacılar birbirlerine çok yakın olan dinozorları mercek altına alarak, Tyrannosauridae familyasının bireylerinin gerçekte ne kadar uzun yaşadığını bulmaya çalışmışlar. Bu amaçta Albertosaurus sarcophagus, Gorgosaurus liberatus, Daspletosaurus torosus ve Tyrannosaurus Rex’e ait kemik kalıntıları ayrıntılı bir şekilde incelenmiş.

22 Albertosaurus’a ait kemikleri üzerinde çalışmadan çıkan ilginç sonuç şu: fosiller arasında hiç biri genç bir hayvana ait değil. Sonuç diğer Tyrannosauridae türlerinin incelenmesiyle de kanıtlanabilmekte.

Tehlikeli dönem

Tyrannosaurus’ların çok hızlı büyüdükleri için çocukluk dönemlerini atlatma şansları çok büyüktü. Şöyle aynı dönemde yaşayan dinozorlarla aynı hızda büyüdükleri için onlara av olmuyorlardı. Öyle anlaşılıyor ki yetişkinlik dönemi onlar için daha tehlikeliydi.

Hemcinsleriyle dişileri tavlamak veya av için giriştikleri kavgalar sırasındaki yaralanmalara ait izler bugün bile kemiklerde açıkça görülebiliyor. Sürekli besin arayışı yüzünden yaşadığı stres ve üreme için gösterdiği çabalardan dolayı yetişkin T.rex’in yaşamı oldukça zorlu ve tehlikeli olmalıydı, diyor bilim adamları. “Tyrannosaurus’lar için çiftleşme tehlikeli bir oyundu.”

Kızıştıkları ve çiftleşmek için eş aradıkları zaman genelde hep kavgalar yaşanıyordu. Ve Florida Üniversitesi’nden James F.Gillooly, PloS Biology dergisinde yayımlamış olduğu son araştırma yazısında Tyrannosaurus’ların sıcakkanlığı olduklarına değinmekte.

Beden sıcaklığı 48 derece

Araştırma ekibi özellikle de büyük dinozorların daha sıcakkanlı olduğuna inanıyor. Analizlerin çıkış noktası, matematiksel bir model içinde ilişkilendirilen sekiz dinozor türünün beden büyüklüğü, sıcaklığı ve büyüme oranıyla ilgili verilerdi. Gillooly, dinozorlar büyürken, beden sıcaklıkları da önemli ölçüde değişiyordu diyor. Yani günümüzde yaşayan hayvanlardan tamamen farklıydılar.

Küçük dinozorların beden sıcaklıkları günümüzde soğukkanlı olarak tabir edilen sürüngenler gibi çevrenin sıcaklığına bağlıydı. Araştırmacıların tahminlerine göre en büyük dinozorun beden sıcaklığı 48 dereceye kadar çıkabiliyordu. Gillooly’nin modeli öte yandan timsahlarla da kanıtlanabilmekte.

Günümüzde yaşayan yavru timsahların beden sıcaklıkları da yetişkinler kadar yüksek değildir. Yani timsahlar büyüdükçe beden sıcaklıkları da artıyor.