Dinozorlar hakkında tüm gerçek ve detaylar, gelişen teknoloji ile birlikte ortaya çıkmaya başladı.
Newsweek’te yer alan bir habere göre biyologlar, tarayıcı ve süper bilgisayar yardımı ile dinozor kemiklerindeki bir mineral dizisi üzerinde yaptıkları araştırmalarda, kan damar ve yuvarları buldu.
Kuzey Carolina Üniversitesi’nde görev yapan biyolog Mary H. Schweitzer bulunan ve helikoptere sığması için kırılan T-rex kemik fosilinin bir kısmını, zayıf bir asit çözeltisinde eriterek geride organik bir doku bıraktı. Milyonlarca yıl geçmiş olmasına rağmen, kemiğin ana organik maddesi olan kolajen benzeri bir madde elde edildi.
Dinozorlar neye benziyordu?
Bu madde, kan damarlarının ana bileşenini oluşturan hücrelerinin bulunmasını olası kılarak, et ve kemikten dinozorların neye benzediği konusunda bilim adamlarına iyi bir fikir verecek. Bu bulgularla araştırmacılar, canlı dinozorların ne yediği, nasıl davrandığı ve psikolojileri konusunda da ipuçları elde edebilecek.
Tyranozarusların (Tyrannasaurus) gerçek hızları da mevcut teknoloji ve biyomekanik algoritmalar ile kesin olarak tahmin edilemiyor. Mühendisler, uzun boyunlu dev dinozor türünün hem ayakta nasıl durduğu hem de nasıl yürüdüğü konusunda köklü bir biçimde araştırmalarını sürdürüyor. 10 yıl önce kuşların dinozorlarla yakın akraba olduklarına dair bulgular ise New York’taki ABD Doğal Tarih Müzesi’nde teşhir ediliyor.
900 geçerli dinozor çeşidi var
Chicago Alan Müzesi Müdürü Peter Makovicky da 900 geçerli dinozor çeşidi olduğunun tahmin edildiğini ve bu sayının 20 yıl önceki rakamların en az iki katı olduğunu belirtti. Çin’in Liaoning Bölgesi’ndeki çiftçiler ise daha önce görülmeyen bitkiler, balıklar, kaplumbağalar, küçük memeli hayvanlar ve kuş benzeri dinozorlara ait mükemmel biçimde korunmuş fosiller buldu.
Patagonya’da bir bölgede ve Amerika’nın batısında da toprak kayması ve çökeltiler sonucu yüzeye çıkmış olan ve toprak üzerinde elle toplanabilecek dinozor kemikleri bulundu. Iowa’da Sioux City’de bir doktor, bir veteriner ve bir avukat, beraberce Güney Dakota’nın batısındaki tepelerde 10 metrelik toprakta, at büyüklüğündeki ‘Pachycepthalosaur’ın kafatasına bitişik bir çift kararmış diş buldu.
Birçok uzmanın da bulmayı ümit ettiği bu fosilin Çin ve Moğolistan’da yaşadıkları bilinen düz-kafalı dinozor ailesinden olduğu belirtildi. Malta’nın kuzeyinde bir çiftlikte de 2000 yılının yazında Nate Murphy’nin oğlu Matt, dört kuyruk omurgası buldu.
Daha sonra da bir hayvanın anahatlarını oluşturan pelvis ve ayak bileği bulundu. Gönüllülerle birlikte arazi araştırmalarına dikkatli bir şekilde devam eden Murphy de 5.5 metre derinlikte kayalık arazide bir deri fosili buldu.
Brontozorların boyunları
En heyecan verici bulgulardan biri de en büyük ot oburlardan biri olan Brontozorların boyunlarının geleneksel olarak havaya doğru değil, yere paralel bir şekilde uzanarak uzanmasının bulunması oldu. ‘Jurassic Park’ adlı filmde bile bu hayvanlar çok yüksek ağaçların tepesindeki otları yerken görüntülenmişti.
Birçok müzede geleneksel görüntüye göre monte edilen iskeletlerin sökülerek yeniden boynu yere paralel şekilde biraraya getirilmesi gerekecek. Bu durumdan en çok şikayetçi olacak kuruluş ise, bu hayvanı kendi logosunun simgesi olarak kullanan ABD’nin en büyük petrol şirketlerinden biri, Sinclair Oil Co. olacak. Şirketin yöneticileri, bu konuda herhangi bir değişiklik yapmayı düşünmediklerini ve yalnış da olsa aynı simge ile devam edeceklerini açıkladı.
Ohio üniversitesinde dinozorlar üzerine araştırma yapan bilim adamı Lawrence M. Witmer, “burun deliklerinin, dinozorun ağzının üzerinde ve burnun tam önünde bulunmasının mantıklı olduğunu’ söyledi.
Science dergisinde yayımlanacak makalesinde Witmer, dinozorları araştıran bilim adamlarının, 1800’lü yıllardan bu yana, türü yok olan bu hayvanın burun deliklerinin gözlerinin altında olduğunu tahmin ettiklerini yazdı. Witmer, araştırmaları ışığında, dinozor resimlerindeki burundeliklerinin yerlerinin değiştirilmesi gerektiğini öne sürdü.
Nature Dergisinde yayımlanan habere göre, Ohio Üniversitesi bilim adamlarından Bruce Rothschild ve ekibi, müzede sergilenen 700 dinozorun omurlarında kanser izleri aradılar. Bilim adamları, Hadrosaurus türünün fosillerinde toplam 29 tümör bulduklarını belirttiler. Bilim adamları, en sık rastladıkları tümörün her 10 insandan 1’inde görülen hemangiom (iyi huylu damar tümörü) olduğunu kaydettiler. Bilim adamları, kötü huylu tümör buldukları tek dinozor türünün Edmontosaurus olduğunu söylediler. Hadrosauruslar, çam ağaçlarıyla besleniyordu. Bu ağaçların çok sayıda kanserojen madde içerdiği belirtildi.
Bilim adamları, yeni keşfedilen bir dinozor üzerinde yaptıkları araştırmanın sonucu olarak, dinozorların kuşların atası olduğuna dair teoriyi güçlendirecek yeni kanıtlar elde ettiler. Bilim adamlarına göre fosilin bacak kemiğinde bulunan yumuşak bir doku, dişi kuşlardan başka hiçbir canlıda bulunmuyor.
Dinozorda bulunan dokunun sadece yumurtlama zamanında ortaya çıktığı belirtiliyor. Üretken östrojen hormonu aracılığıyla yumurtaların oluşabilmesi için gerekli olan kalsiyumu sağlamak üzere ortaya çıkan doku ayrıca dinozorların cinsiyetini de belirlemeye yardımcı oluyor.
Elde dilen bu son ve önemli verilerler bilim adamları tam anlamıyla bir taşla iki kuş vurdular. Bir yandan dinozorların kuşların atası olduğu teorisi güçlenirken, bir yandan bulunan dinozor fosilleri üzerindeki cinsiyet bulmacası da son buluyor.
Dinozorların çok soğuk hava koşullarına dayanıklı oldukları ortaya çıktı.
Bu alandaki yeni keşifler, dinozorların iklim değişikliği nedeniyle meydana gelen soğuklar yüzünden neslinin tükendiğine dair teorileri çürütüyor. Paleontologlar, 65-68 milyon yıl önce dev sürüngenlerin ölmesinden önceki bir çağda dünyanın en kuzey bölgelerinden birinde yaptıkları kazılarda zengin çeşitlilikte dinozor fosilleri buldular. Rusya’nın kuzeydoğusundaki bu bölgede fosillerin yanı sıra büyük parçalar halinde dinozor yumurtaları da bulundu. Bu bulgular dinozorların kutba çok yakın bu soğuk bölgede bile üremeyi başardıklarını kanıtlıyor.
Bu yazı 2005-2009 tarihlidir.